SU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Temmuz 2013 Salı

FAZLA KİLONUZUN SUÇUNU GENLERİNİZE ATMAYIN…


Fazla kilolarımızın ilk suçlusu sudur, çünkü “su içsek yarıyor”dur. İkinci suçlu ise genelde ailelerimizdir. Genlerimize fazla ağırlığımızın suçunu yüklemeyi genelde uygun buluruz. Bilimsel araştırmalar, her ne kadar genlerin obezitede önemli rol oynadığını göstermiş olsa da, obezitenin oluşumunda hiçbir zaman tek faktör rol oynamaz. Genlerimiz kadar biz de de hata olabilir. İşte şimdi yüzleşme zamanı!


Bahane 1: Ailemde kimse diyet ile zayıflayamadı…

Gerçek 1: Kalıtımsal olarak diyabete yatkınlık, tiroid hastalıkları riski taşıyor olabilirsiniz. Öncelikle gerekli kan bulgularını bir uzman doktor eşliğinde kontrol ettirmelisiniz. Eğer fazla kilolarınıza sebep bir hormonal bozukluğunuz yok ise genlerinizi suçlamaktan vazgeçmenin zamanı geldi. Ayrıca aile fertlerinin diyet ile sonuç alamamalarının sebebi belki de beslenme programlarını tam anlamıyla uygulamamış olmalarından kaynaklanıyordur. Bu gerçeği de göz ardı etmemelisiniz. 

Adım 1: Ailenizde kalıtımsal bulunan hastalıklar açısından gerekli tetkikleri yaptırın. Eğer bir sağlık probleminiz var ise mutlaka doktor kontrolünde gerekli tedaviyi almanız gerekiyor. Bir sağlık probleminiz yok ise bir diyet uzmanı eşliğinde diyet programına başlayın ve ailenizde, sosyal çevrenizde size gerçekten destek olacak kişileri bulun ve bu konuda size yardımcı olmalarını rica edin.

Bahane 2: Ailemde hiç kimse sağlıklı beslenmiyor…

Gerçek 2: Ailenizin veya birlikte yaşadığınız kişilerin beslenme alışkanlıkları sağlıklı olmayabilir. O zaman belki de ilk adımı siz atmalısınız. Eğer başka bir aile ferdi yemekleri hazırlıyorsa, ondan kızartma yiyecekler yerine yemekleri ızgara, haşlama, fırında yapmasını rica etmelisiniz. Bir tencere yemeğe eklediği yağ miktarını yarıya indirmesinin bile bir başlangıç olduğunu unutmayın. Eğer yemekleri siz hazırlıyorsanız, yemeklere eklediğiniz yağ miktarını azaltın, sağlıklı pişirme yöntemleri tercih etmeye başlayın. Evdekiler bir anda ısınamayabilir, ama yapacağınız ufak değişiklikleri de fark etmeyeceklerdir. 

Adım 2: Birlikte yaşadığınız kişiler ile yediğiniz yemekler konusunda iletişime geçin. Dışardan çok fazla sipariş veriyorsanız daha sağlıklı olanları tercih etmeye başlayın. Her hafta mutfağınızda ufak ve sağlıklı bir değişiklik yapın. 

Bahane 3: Spor yapmaya alıştırmadılar…

Gerçek 3: Ailenizdeki herkes sportif olmayabilir. Egzersizden hoşlanmayan bir çok aile ferdi olabilir. Bunun bir bahane olmadığını unutmayın. Bedeninizi korumak ve iyileştirmek tamamen sizin sorumluluğunuzda. 

Adım 3: Bir anda bütün yaşam tarzınızı değiştiremeyebilirsiniz. Ufak değişiklikler ile başlayın. Asansör yerine merdiven kullanın, kendinize bir adım sayar alın ve günde 10.000 adım atmaya çalışın. Ailecek çıkacağınız akşam yürüyüşlerinin keyifli olabileceğini göz ardı etmeyin. 

Bahane 4: Büyük bir aileyiz, organizasyonlar bitmiyor…

Gerçek 4: Kalabalık bir aile olduğunuzdan ötürü akşam yemekleri, beş çayları, düğünler bitmek bilmiyor olabilir. Böyle ortamlarda her ne kadar “Bir kereden bir şey olmaz”, “Ölümü gör” gibi sözler söylense de, yapılan her çeşidi yemek zorunda olmadığınızı unutmayın. Üzerinizde çok baskı varsa her çeşitten tadımlık alıp durmayı öğrenmenin vakti geldi de geçiyor. 

Adım 4: Aile toplantılarında her çeşit besinden tüketmek zorunda olmadığınızı unutmayın. Kibarca teşekkür etmenin yetmediği yerlerde, “diyetteyim” demek yerine tok olduğunuzu söylemek ısrarın önünü kesebilir. 



19 Temmuz 2013 Cuma

LİMONLU YA DA SİRKELİ SU ZAYIFLATIR MI ?


DİYET YAPARKEN DUYDUĞUNUZ YANLIŞ BİLGİLER SİZİ YANILTMASIN!


Birçok kişinin diyet yaparken kulaktan dolma bilgilerle farklı yöntemler denediğini belirten Diyetisyen Ahmet Sancak, bu yöntemlerin genellikle yanlış olduğunun altını çizdi.
Diyet yaparken doğru bilinen yanlışları sıralayan Diyetisyen Ahmet Sancak, "Ekmeğin diyetten tamamen çıkarılması gerektiği inancı tamamen yanlıştır. Ekmek bizim için en önemli ve en doğru karbonhidrat kaynağıdır. Ekmeksiz bir beslenme programı düşünülemez. Tam buğday, çavdar ve tam tahıllı ekmekler hem glisemik kontrolü sağlamaya hem de enerji ihtiyacımızı karşılamaya yardımcı oluyor. Alınması gereken enerjiye göre, miktarlarına dikkat ederek ekmek tüketmeniz kilo almanıza değil, sağlıklı beslenmenize katkıda bulunacaktır. Protein ağırlıklı yemek yemenin sağlıklı kilo kaybı sağladığı inanışı da yanlıştır. Protein ağırlıklı beslenmede, vücut proteinleri sindirmek için çok fazla enerji harcar ve zayıflama olabilir. Ancak proteinlerle birlikte çok fazla yağda vücuda gireceği için kan yağlarında yükselme ve koroner kalp hastalıkları ortaya çıkabilir. Gut hastalığı gelişebilir. Ayrıca, proteinler vücuttan atılmak için kemikten kalsiyum çeker ve buda kemik erimesine neden olur. Bu durumda zayıflasanız bile geri kalan hayatınızı hasta bir insan olarak geçirirsiniz" dedi.

"Meyve kilo aldırmaz, istediğim kadar yiyebilirim" düşüncesi yanlış!
"Meyve kilo aldırmaz, istediğim kadar yiyebilirim" uygulamasının da yanlış olduğuna dikkat çeken Ahmet Sancak şu bilgileri verdi:
"Diyet süresince bol meyve ve çiğ sebze tüketebileceğimizi düşünürüz. 'Ne de olsa kalorisi yoktur' deriz. Çiğ sebze için sınırlama yokken meyve için aynısı geçerli değil. Çünkü meyveler şeker oranı yüksek besinlerdir ve basit şeker içerirler. Almanız gereken kaloriye bağlı olarak değişmekle beraber, günde ortalama 3-4 porsiyon meyve tüketebilirsiniz. Özellikle glisemik indeksi düşük olan meyveleri ana öğünler yerine, en uygun olan ara öğünlerde miktarlarına dikkat ederek tüketmemiz. Maydanoz suyunun zayıflattığı inanışı da yanlış. Maydanozun idrar söktürücü etkisi vardır. İdrar kaybı nedeniyle insan kendini hafiflemiş hisseder. Kilo kaybına ve yağ dokusu azalmasına hiç bir faydası yoktur.”
Limonlu suyun zayıflatıcı hiçbir etkisi yoktur


“Ayrıca, sauna gibi sıcak ortamlarda terlemenin zayıflattığının bilinmesi de yanlıştır. Sauna gibi sıcak ortamlarda terleyerek kaybedilen yağ değil sudur. Bu gibi sıcak ortamlar, organizmanın toksinlerden arınmasını, kasların gevşemesini, kırgınlığın atılmasını sağlar ancak zayıflatmaz. Kilo kaybetme açısından bakacak olursak, soğuk sıcaktan daha etkilidir. Sabahları aç karnına limonlu ve sirkeli su içmenin zayıflattığı inancı da yanlıştır. Limonun bağırsakları çalıştırıcı özelliği vardır. Limonlu ve sirkeli su vücuttaki asitleri temizlemeye yardımcı oluyor. Asitleri nötralize etmek yağların serbest kalmasını sağlıyor. Ancak bu yağlar, sadece diyet ve egzersiz yaparak yakılabiliyor. Yani soğuk ya da ılık suyun veya limonlu suyun zayıflatıcı hiç bir etkisi yoktur."

Kan şekeriniz düştüğünde…
"Kan şekerim düştü, tatlı yemeliyim" düşüncesinin de yanlış olduğunu belirten Sancak, "Kan şekeriniz düşüp, eliniz ayağınız titriyorsa asla tatlı yemeyin. Peynir ekmek daha iyi bir seçimdir. Tatlı yiyebilecekler sadece insülin kullanan şeker hastalarıdır" şeklinde konuştu.