30 Ağustos 2013 Cuma

PANKEK NASIL YAPILIR?




MALZEMELER ;
  • 2 SU BARDAĞI UN
  • 2 ÇAY KAŞIĞI KABARTMA TOZU
  • 2 ÇORBA KAŞIĞI ŞEKER
  • 1/2 ÇAY KAŞIĞI TUZ
  • 2 ADET YUMURTA
  • 1,5 SU BARDAĞI SÜT
  • 2 ÇORBA KAŞIĞI ODA SICAKLIĞINDA TEREYAĞI

HAZIRLANIŞI ;
  • UN, KABARTMA TOZU VE TUZU BİR KABIN İÇERİSİNDE KARIŞTIRIN.
  • AYRI BİR KABIN İÇERİSİNDE SÜT VE YUMURTALARI ÇIRPIN VE TEREYAĞINI İLAVE EDİN.
  • TEFLON BİR TAVAYI BİR MİKTAR YAĞ DÖKÜLEREK KIZDIRIN.
  • HAZIRLANAN KARIŞIMDAN 1 KEPÇE DÖKÜN VE İKİ TARAFINI DA KIZARTIN.
  • GERİ KALAN KARIŞIM İÇİN DE BU İŞLEMİ UYGULAYIN.
  • MUZ, BAL, ÇİKOLATA VEYA SADE OLARAK SERVİS YAPABİLİRSİNİZ.
  • AFİYET OLSUN.


28 Ağustos 2013 Çarşamba

BESİNLERLE KAS DOKUNUZU ARTTIRIN, GÜZELLİĞİNİZE GÜZELLİK KATIN

"Besinlerle kas dokunuzu arttırın, güzelliğinize güzellik katın"



Güzel olmak ve uzun süre güzelliğimizden ödün vermemek için kas dokumuzu sağlam tutmalıyız. Kas yoğunluğumuz ne kadar yüksek ise o ölçüde sağlıklı görünürüz ve kas dokumuz ne kadar güçlü ise vücut güzelliğimiz de o kadar kalıcı olur.  Kim istemez kaslı ve sağlıklı görünmeyi.

Kas dokusunun oluşmasını gelişmesini ve korunmasını etkileyen birçok faktör vardır. Bu faktörlerin başlıcaları; kalıtım, yapım dönemi dediğimiz büyüme ve gelişme sürecinde doruk kas ve kemik kütlesinin miktarı, ırk farklılığı, yaş, cinsiyet, ve bir takım hormon bozuklukları, hareketsizlik, aşırı zayıflık, aşırı şişmanlık, aşırı tuz ve kafein alımı, sigara içimi, yetersiz beslenmeye bağlı olarak yetersiz protein, yağ, karbonhidrat alımı, vitaminler ve mineraller yönünden yetersiz beslenme, besin elementleri emilimini azaltan ilaçların kullanımı,… gibi sıralanabilir.

Bu faktörlerden değiştirip, geliştireceğimiz faktörler vardır ki bunu ancak beslenme ve hareket alışkanlıklarımızı değiştirerek sağlayabiliriz.

Kas dokusu nasıl artar? Kas dokunuzu arttırmak için,

·     Fiziksel aktivite yapın

Düzenli ve yeterli yapılan fiziksel aktivite kas ve kemik yapısını güçlendirir ve korur.

·     Doğru kaynaklardan yeterli miktarda protein tüketin

Protein, dokuların gelişmesini ve onarılmasını sağlayan temel besin elementlerinden bir tanesidir. Her gün yeterli miktarda protein tüketmelisiniz. Ve protein ihtiyacının yarısından fazlası hayvansal protein kaynakları olan etler, yumurta ve süt ürünlerinden olmalı. Haftada 2 gün balıketi, 2–3 gün yağsız, derisiz tavuk eti, 1 gün ise yağsız kırmızı et tüketmeye özen gösterin. Geri kalan kısmı ise tahıl ürünleri, kuru baklagiller, fındık, fıstık ve ceviz gibi yağlı tohumlar olarak bitkisel protein kaynaklarından karşılamalısınız.  

·     Sağlıklı karbonhidratları tüketin. 

Ekmek, pilav, makarna gibi karbonhidrat grubu yiyecekleri rafine olanlar yerine kepekli, tam buğday, tam çavdar ve kabuklu pirinç gibi natürel ve entegre olanlarını tüketmek karbonhidrat kalitesini arttırmak ile birlikte B grubu vitaminlerinin ve bitkisel protein alımını da arttırır.

·     Yağları doğru tüketin. 

Yağ asitleri hücre zarlarının yapısında yer alırlar. Özellikle omega-3 yağ asitleri birçok işlevinin yanında yaşlanmaya karşı da hücrelerimizi besler. Haftada 2–3 defa ızgara, buğulama veya fırında pişirilmiş balık tüketin ve beslenme programınızın içerisinde yağlı tohumlara ve koyu yeşil yapraklı sebzelere yer vermeye özen gösterin.

·     A vitamini cilt sağlığı için de işlevseldir. 

A vitamininin sadece gözlerimizin keskin olmasında rol oynadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü A vitamini deri bütünlüğünü sağlar. Böylece kas dokumuzun korunmasında ve gelişmesinde etkili olur. Balıklar ve süt ürünleri A vitamininin en zengin kaynaklarıdır. Sarı ve turuncu sebzeler ise A vitamini öncüsü olan beta karotenden zengindir.

·     E vitaminini önemseyin. 

E vitamini, hücre zarlarına serbest radikallerin tutunmasını engelleyerek hücre yapısını korur. Sıvıyağlar ve fındık, fıstık ve ceviz gibi yağlı tohumlar E vitaminin iyi kaynaklarıdır. Salatalarınıza ekleyeceğiniz birer tatlı kaşığı zeytinyağı veya fındık yağı ve ara öğünlerde tüketeceğiniz 10–15 fındık veya badem ya da 3 adet ceviz günlük E vitamini gereksiniminizi karşılamak için yeterlidir.

·     Folik asit kaynaklarını ihmal etmeyin. 

Folik asit hücre yenilenmesinde görevli bir vitamindir. Kas yapısının oluşmasından ve korunmasında işlevi vardır. Folik asitin bu önemli işlevinden yeterince yararlanmak için haftada 2–3 kez kuru baklagil ve her gün koyu yeşil yapraklı sebze çeşitlerinden ve 1 su bardağı yoğurt tüketmeli, uygun olan her yiyecek ve içeceğe sos olarak limon kullanmalısınız.

·     C vitamini almak çok önemli 

C vitamini bağışıklık hücrelerinde yer almanın yanında ciltteki elastik dokuyu oluşturan vitaminlerden bir tanesidir. C vitamini vücutta depolanamaz, her gün yeterli miktarda C vitamini almak zorundayız. Ana öğünlerle yemeklerde bol miktarda mevsim sebzeleri ile bol miktarda salata yapın,  çiğ sebzelere az miktarda zeytinyağı ilave edebilirsiniz. Bu nedenle; taze sebze ve meyvelere beslenmemizde her gün her ana öğünde yer verin.
  
·     Demir, kas ve kemik dokusunu demir gibi yapar 

Demir hücrelere yeterli miktarda oksijen taşınmasını sağlar. Demir mineralinin yetersiz alınması kansızlığa bağlı olarak vücudumuzda oluşan metabolik olayların hepsini sekteye uğratır, hissedilir bir biçimde metabolizmamızı yavaşlatır. Kas yapımızı zayıflatır.Minimum haftada 2-3 gün yumurta tüketmelisiniz. Eğer alerjiniz yoksa her gün 1 adet yumurta yemeniz kaslarınızın canlı olması için çok daha etkili. Aynı gün içerisinde 1 adetten fazla yumurta tüketmeyin. Demirin zengin kaynakları olan etler beslenmede yeterli miktarda olmasına özen gösterin. Kuru baklagiller ve yeşil sebzelerin yanında C vitamini kaynağı tüketin ve böylece vücutta demirin kullanılabilirliğini attırmış olursunuz. 

·     Yeterli kalsiyum alın. 

Kalsiyum minerali kas, kemik yapımı ve onarımı açısından son derece önemlidir. Süt ve süt ürünleri kalsiyum mineralinin en zengin kaynaklarıdır. Günde 2 su bardağı süt veya yoğurt artı 1–2 dilim peynir tüketmek, günlük kalsiyum ihtiyacının karşılanmasını sağlar. Kuru meyveler ve pekmez de kalsiyum içerir.

·     Yeterli fosfor alın

Fosfor, kas ve kemik yapımı ve onarımında önemli bir mineraldir. Fosfordan zengin besinler süt ve süt ürünleri ve et ve et ürünleridir. Diyette et ve süt miktarının dengeli olmaması kalsiyum-fosfor dengesini bozar, kalsiyumun vücutta etkili bir şekilde kullanılamaz.  Bu nedenle yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmek kas ve kemik sağlığı açısından da oldukça önemlidir.

·      D vitamini farklı bir şekilde alınır. 

D vitamini, metabolizmamızda kas kemik sağlığı için önemli bir vitamindir. D vitamini, yağlı balıklar, yumurta ve sütte çok az miktarda bulunur ve genellikle bu miktar vücudun ihtiyacını karşılamak için yetmez.  D vitaminin esas kaynağını, güneş ışınlarına derimizin maruz kalması ile sağlanır. Her gün 10-15 dakika direk güneş ışığında cam ardında olamadan maruz kalmak, D vitamin ihtiyacını karşılamak için yeterlidir. Yüksek faktörlü kremlerin de deriden D vitamini sentezini azalttığını unutmayın.

·      Aşırı tuz tüketmeyin

Aşırı tuz tüketimi, vücuttan kalsiyumun atılmasına neden olur. Bu nedenle tuz tüketiminde aşırıya kaçılmamalıdır. Sofradan tuzluk kaldırılmalı, salamura ve tuzlanmış besinlerin tüketimi minimum düzeyde olmalıdır. Yemekleriniz pişirilirken daha az tuz konulmasını sağlayın ve tabağınızdaki yemeğin tadına bakmadan tuz ilave etme alışkanlığından vazgeçin.


26 Ağustos 2013 Pazartesi

LAHMACUN NASIL YAPILIR?



HAMUR MALZEMELERİ ;
  • 5 SU BARDAĞI UN
  • 2 SU BARDAĞI ILIK SU
  • 12 GR YAŞ MAYA
  • 1 ÇORBA KAŞIĞI ZEYTİNYAĞI
  • 1 ÇORBA KAŞIĞI TUZ
  • 1 ÇAY KAŞIĞI TOZ ŞEKER

İÇ MALZEMELERİ ;

  • 750 GR KIYMA
  • 2 ADET BÜYÜK BOY SOĞAN
  • 2 ADET BÜYÜK BOY DOMATES
  • 2 ADET SİVRİ BİBER
  • 1 DEMET MAYDANOZ
  • 1,5 YEMEK KAŞIĞI BİBER SALÇASI 
  • 1 YEMEK KAŞIĞI DOMATES SALÇASI
  • 1 YEMEK KAŞIĞI İSOT - PULBİBER 
  • 1 TATLI KAŞIĞI TUZ

HAZIRLANIŞI ;
  • GENİŞ BİR KABIN İÇERİSİNDE SU, MAYA VE ŞEKERİ KARIŞTIRIP, 10 DAKİKA DİNLENDİRİN.
  • İÇERİSİNE ZEYTİNYAĞINI EKLEYİP KARIŞTIRIN.
  • UN, TUZ KARIŞIMINI YAVAŞ YAVAŞ İLAVE EDİN. YUMUŞAK BİR HAMUR ELDE EDENE KADAR YOĞURUN VE 30 DAKİKA ÜZERİ NEMLİ BEZ İLE KAPALI OLACAK ŞEKİLDE DİNLENDİRİN.
  • MAYALANAN HAMURU 5 DAKİKA DAHA YOĞURUN, BEZELERE AYIRIN VE DİNLENDİRİN
  • SOĞAN MAYDANOZ BİBER VE DOMATESLERİ İNCE İNCE KIYIN, GENİŞ BİR KABA ALIN.
  • İÇERİSİNE KIYMA, SALÇALAR VE BAHARATLARI EKLEYİP İYİCE KARIŞTIRIN.
  • 30 DAKİKA BUZ DOLABINDA DİNLENDİRİN.
  • BEZELERİ MERDANE YARDIMI İLE İSTER YUVARLAK İSTER UZUNLAMASINA AÇIN.
  • ÜZERİNE İÇ HARÇ MALZEMESİNİ BOLCA YAYIN
  • TÜM BEZELER İÇİN AYNI İŞLEMİ UYGULAYIN.
  • 180 DERECE ISITILMIŞ FIRINDA HAFİF KIZARANA KADAR PİŞİRİN.
  • SICAK SERVİS YAPILIR. 
  • AFİYET OLSUN.
NOT: EVDE UĞRAŞMAK İSTEMEM, İÇ HARCIMI YAPARIM NE YEDİĞİMİ BİLİRİM DİYORSANIZ EĞER, İÇ HARCINIZI HAZIRLAYIP LAHMACUN FIRININA GÖTÜRÜP ORADA PİŞİRTEBİLİRSİNİZ. ÇALIŞAN BAYANLAR İÇİN BÜYÜK KOLAYLIK.

KAHVALTILIK BİBERLİ SUCUKLU OMLET

EŞİMİN ELLERİYLE YAPTIĞI YEMEKLERİ YEMEYİ ÇOK SEVİYORUM :)
BU DA EŞİMİN YAPMIŞ OLDUĞU BİR LEZZET. BU TARİFİ BİR DE KAŞAR EKLEYEREK YAPIYOR. PARMAKLARINIZI YİYORSUNUZ :)


KAHVALTIDA FARKLI ALTERNATİFLER ARAYANLAR İÇİN BASİT VE LEZZETLİ BİR TARİF.

MALZEMELER;
  • 2 ADET YUMURTA
  • 2 ADET SİVRİ BİBER
  • 3/1 KANGAL SUCUK
  • 1 TATLI KAŞIĞI TEREYAĞI
  • BİR MİKTAR TUZ

HAZIRLANIŞI ;
  • YUMURTALAR BİR KASE İÇERİSİNDE TUZ İLAVE EDİLEREK ÇIRPILIR.
  • SUCUK VE BİBERLER HALKA HALKA DOĞRANIR.
  • BİBER VE TEREYAĞI TAVAYA ALINARAK HAFİF SOTELENİR.
  • ÜZERİNE SUCUK VE YUMURTA İLAVE EDİLİP PİŞİRİLİR.
  • SICAK SERVİS YAPILIR. 
  • SABAH, ÖĞLE VE AKŞAM KAHVALTISINDA ÇOK İYİ GİDER TAVSİYE EDİLİR.
  • AFİYET OLSUN.


23 Ağustos 2013 Cuma

HERKESİN DOĞRU PORSİYON ÖLÇÜSÜ KENDİSİNE ÖZELDİR


"Herkesin doğru porsiyon ölçüsü kendine özeldir "



Diyet yaparken dikkat etmemiz gerekenporsiyon ölçüsü

      Modern hayatın yaygınlaşması ile fast-food beslenme boyut değiştirdi. Artık, pizzaların boyutları daha çok büyüdü, hamburgerler ise daha da büyümekle kalmayıp, birçok sosla süslenip, büyük boy patates kızartması ile birleşerek albenisi yüksek menüler oluşturup, enerji bombaları haline geldiler. Geleneksel Türk fast-food’u olan lahmacun, simit, poğaça ve dürüm de miktar olarak öyle büyüdü ve birçok yiyecek çeşitleriyle birleşerek öyle cazip menüler oluşturdu ki dünya fast-food savaşlarında beslenme ortamımız hareketlendi. Fazla kilo almak kaçınılmaz bir durum haline geldi. Mega, ultramega menüler giderek yaygınlaştı. Sınırsız beslenme; açık büfe başlığı altında otellere, restoranlara, hafta sonu brunchları adı altında da tatil günlerimize baş köşeye yerleşti. Sonuç; porsiyonlar büyüdükçe büyüdü porsiyon kontrolü ise giderek zorlaştı.

      Olumsuz uyarıcıların ve çok kişilik porsiyon ölçülerinin artması dünyada ve ülkemizde beslenme alışkanlıklarının boyutlarını değiştirmek ile kalmadı aynı zamanda çocuk yaşlı dinlemeden bütün nüfusun obeziteyle tanışmasına sebep oldu. Obeziteyle tanışmamak için, bütün besinlerin kalori değerlerini bilecek kadar ayrıntıya girmeniz gerekmiyor. Korkmayın, ancak porsiyon ölçüleri ve sağlıklı beslenme dengesi konusunu öğrenip uygulamanız gerekiyor. 21. Yüzyılda modern dünyada sağlıklı olmak için modern beslenme bilimini öğrenmeli ve hayatımız içinde yaşamalıyız.  

Besinlerle aldığımız enerjiyi kontrol etmek için porsiyonlarımızın boyutlarını ve oranlarını kontrol etmek zorundayız. Porsiyon ölçüsü konusunda bilinçli davranmak, alınan fazla kalorilerin kesilmesine ve enerji alımının dengelenmesine olanak sağlıyor. Böylece sağlıklı beslenmek, fazla kilolarımızı sağlıklı vermek ve verdiğimiz fazla kilolarımızı hemencecik almamak olanaklı hale geliyor.  Beslenme tarzımızın sağlığımız üzerindeki etkileri de gün geçtikçe daha çok anlaşılıyor ve kabul ediliyor. Yeterli ölçüde beslenme ve dengeli öğünler oluşturma; gün be gün sağlıklı yaşamın mihenk taşlarını oluşturuyor. Sağlıklı ve mutlu yaşam sağlıklı beslenme paralelinde oluşuyor

Herkesin doğru porsiyon ölçüsü kendine özeldir.
      Porsiyon kontrolünü objektif olarak yapabilen ve porsiyon ölçüleri konusunda dengeli davranabilen kişi eğer besinlerde çeşitlilik de sağlayabiliyorsa; kilo yönetiminde başarılı olmakla kalmaz sağlıklı yaşamayı da elde edebilir.  

Yemek çeşidine göre bazı yiyeceklerin porsiyon ölçüsü torpilli olabilir.
Kendi metabolizmanıza ve besin çeşitlerine göre porsiyon ölçüsü yaratmalısınız. Buharda yağsız pişmiş sebzelerin, salataların porsiyonlarının büyük olması çok sağlıklı bir seçimdir. Ancak kalori yoğunluğu ve emilim hızı yüksek olan hamur işi yiyecekler (börekler, pastalar, tatlılar), yağ oranı yüksek kızartma ve kavurmalar, yağlı etler, gibi enerji değeri ve yükü yüksek olan yiyeceklerin porsiyonlarının olabildiğince küçük olması gerekir.

Et grubu olan protein ağırlıklı yiyecekler ise optimum seviyede tüketilmelidir. Eliniz büyüklüğünde bir balık veya tavuk olarak beyaz et veya bir avuç içiniz kadar kırmızı et sizin bir porsiyonda yemeniz gereken protein grubu yiyecek olarak yeterlidir. Sabah kahvaltısında elinizin 4 parmağı boyutunda peynir, ihtiyacınız olan sabah proteinini karşılar. Süt veya yoğurt grubu yiyeceklerden, 2 su bardağı süt veya yoğurt olarak dilediğiniz şekilde tüketebilirsiniz.

Porsiyon ölçüleri ne kadar ölçülü tutulur ve temel besin grupları enerji miktarına göre denge sağlanırsa sadece evde değil, ev dışında da günlük enerji alımını takip etmek o kadar kolay olur. Bu şekilde benzetmeler yapmak dışarıda doğru porsiyonlamayı sağlamakta yararlıdır.
      Sofradan tok kalkmak için gözlerimizin doyması ve sosyal olarak tatmin olmamız da gereklidir. Çünkü birçok insan kaç kalori aldığı ile değil, ne kadar çok yediği ve ne kadar zamanda yediği ile doyar. Çeşit çeşit salatalar ve haşlanmış sebzeler ile donatacağınız bir sofrada gözlerinizi yiyeceklerle buluşturup, yavaş yavaş iyi çiğneyerek yediğinizde daha gerçek doyarsınız. Servis tabaklarının küçük boylarının kullanılması da işe yarayan yöntemlerden biridir.



Porsiyon kontrolü sizde olsun.  
1-      Süper, mega, ultra boylar fiyat olarak cazip görünse de size kazandıracağı fazla kilolar ile gelecekte hem sizi hem de sevdiklerinizi üzer. Normal porsiyon ölçülerinden şaşmayın.
2-      Etiketler sadece kanun gereği basılmaz. Besin etiketleri aynı zamanda halkı bilgilendirmeyi amaçlar. Satın aldığınız besinlerin etiketlerini okuyarak bir porsiyonundaki enerji ve besin öğesi miktarlarını öğrenebilirsiniz.
3-      Mutfak tartısı kullanmak porsiyon ölçülerini öğrenmenin en kolay yoludur. Her hangi bir diyetisyen takibinde diyet yapıyorsanız, porsiyon konusunda birlik sağlamak için, başlarda, kısa bir süre boyunca evde tükettiğiniz besinleri tartın. Bu size göz aşinalığı kazandırarak, dışarıda da doğru porsiyon kontrolü yapmanıza ve diyetisyeninizle olan diyetinizde başarı şansınızın artmasına yardımcı olacaktır.  
4-      Büyük porsiyonları özlediğinizde koca bir kâse dolusu az zeytinyağı ilaveli salata tüketin. Yemekten sonra yemek üzerine koca bir tabak taze mevsim meyvesi dilimleyin ve yavaş yavaş iyi çiğneyerek tüketin.  
5-      Farklı besin gruplarını birbiri ile bütünleştirerek tüketmek, beslenmenizde denge oluşturur. Ekmek + et + salata iyi bir öğün oluşturur. Sebzeli tavuk + pilav + cacık da bir başka öğün için dengeli beslenmeye bir örnektir.
6-      Davetlerde servis edilen yağlı yiyeceklerin yarısını tabakta bırakın.
7-      Nerde olursanız olun doyduktan sonra porsiyonun tamamını bitirmek zorunda olmadığınızı unutmayın. İnsan içgüdüsü önünde bulunan besini tüketmeye yönelik mesajlar yollar. Yani porsiyon tabaklarınız veya servis edilen yemek porsiyonları ne kadar büyükse siz de o kadar tüketmeye eğilim kazanırsınız. Yapılan bilimsel araştırmalar da insanların tokluk hissi duymalarına rağmen servis devam ettiği sürece besin tüketmeye devam ettiklerini göstermiştir.